Alman Tedarik Zinciri Yasası

Alman Federal Meclisi, 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe girecek Tedarik Zinciri Yasasını kabul etti. Bu yasa, Almanya’ya ihracat yapan, mal tedariki sağlayan, ortaklıklar geliştiren şirketlerin bu iş ilişkilerini sürdürebilmeleri için uluslararası çevresel ve sosyal standartlara uyum sağlamasını zorunlu kılıyor.

Kasım 20, 2022

Alman Federal Meclisi, 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe girecek Tedarik Zinciri Yasasını kabul etti. Bu yasa, Almanya’ya ihracat yapan, mal tedariki sağlayan, ortaklıklar geliştiren şirketlerin bu iş ilişkilerini sürdürebilmeleri için uluslararası çevresel ve sosyal standartlara uyum sağlamasını zorunlu kılıyor.  Sürdürülebilir tedarik zinciri konusunda atılan en önemli adımlardan biri olan bu yasa ile, ithalat yapan Alman şirketlerinin, dünyanın neresinde faaliyet gösteriyor olursa olsun tedarikçilerinin çevresel, sosyal ve yönetimsel (ESG) konulardaki faaliyetlerinin de sorumluluğunu almaları gerekecek.

Alman Tedarik Zinciri Yasası Kimleri Etkiliyor?

Yasa 1 Ocak’ta yürürlüğe girdiğinde en az 3.000 çalışanı olan Alman şirketleri yasa kapsamındaki gereklilikleri uygulamak zorunda olacaklar. 

2024’ten itibaren ise çalışan sayısı en az 1.000 olan şirketlere de uygulanacak.

Yasanın kapsamına giren bu şirketlerin, dünyanın neresinden olursa olsun, doğrudan ve dolaylı tedarikçileri de yasadan etkilenecek. Bu nedenle, özellikle ESG konusunda henüz yeterli çalışma yapmamış tedarikçi şirketler ve KOBİ’ler bu yasadan en fazla etkilenecek taraflardan biri olacaktır.

Bununla birlikte, Avrupa Birliği tarafından da benzer çalışmalar yürütülmekte. Yakın bir zamanda yalnızca Almanya’da değil, AB genelinde faaliyet gösteren tüm şirketlerin benzer zorunluluklara tabi kılınacağı bekleniyor. 

Alman Tedarik Zinciri Yasası Ne Öngörüyor?

Alman Tedarik Zinciri yasası ve bu yasayı destekleyen yönerge ile aşağıdaki başlıkların üzerinde duruluyor: 

Yasa aşağıdaki başlıklar üzerinden hareket ediyor:

  • Bir risk yönetim sisteminin kurulması 
  • İnsan hakları için kurum içi temsilcinin tanımı 
  • Düzenli risk analizlerinin yapılması 
  • İnsan hakları politikalarının benimsenmesi 
  • Kendi iş alanında ve doğrudan tedarikçilere karşı önleyici tedbirlerin oluşturulması
  • Korunan bir yasal konumun ihlali durumunda düzeltici eylemde bulunması
  • İnsan hakları ihlallerinin bildirilmesi için bir şikayet prosedürünün oluşturulması  
  • Dolaylı tedarikçilerdeki risklere ilişkin durum tespiti önlemlerinin uygulanması 
  • Durum tespiti yükümlülüklerinin yerine getirilmesine ilişkin belgeler ve raporlama

Yönerge aşağıdaki başlıklar üzerinden hareket ediyor:

  • Risk analizi merkezde yer almak suretiyle, etkin risk yönetimi için destekleyici yapılar kurulması için risk analizinden elde edilen bulguların risk yönetiminin stratejik ve operasyonel yönelimine aktarılması gerekiyor.
  • Risk analizine hazırlık ve proaktif risk yönetimi için bir ön koşul olarak şeffaflık çabası şirketler için çok önemli.
  • Risk analizi sonrasında Düzeltici Eylem/ler alınması gerekiyor.
  • Öncelikli riskler için Önleyici Tedbir/ler alınması gerekmektedir. Bu bağlamda önlemlerin etkinliğine ilişkin bulgular risklerin gerçekleşme olasılığının göstergeleri olarak risk analizine dahil edilmelidir. 
  • Şikayet mekanizması oluşturulması ve şikayet prosedüründen elde edilen bulguların risk analizine aktarılması gerekmektedir.
  • Dokümantasyon ve Raporlama kapsamında, risklerin kamuya açık raporda sunulması ve durum tespiti yükümlülüklerinin yerine getirilmesine ilişkin sürekli dokümantasyon oluşturulması gerekmektedir.